Herkes bir kere dahi olsa kıskanır. Arkadaşınızı, annenizi, babanızı, sevgilinizi ya da eşinizi… Ben daha çok sevgilinizi ya da eşini kıskanan partnerlere seslenmek istiyorum.
Peki, kıskançlığı nasıl yenebiliriz? Kıskançlığın ölçüsünü nasıl ayarlayabiliriz? Kimi neye göre kıskanırız? Kıskançlık doğal bir duygu mudur?
Farklı duygular
Aslında kıskançlık ilişkiyi canlı tutar, heyecan yaratabilir, ancak rahatsız edici ve mantık dışı boyutlara gelirse çok zarar verici olabilmektedir. Hatta ilişkinin ya da evliliğinin bitmesine de neden olabilir.
Herkesin kıskanma nedenleri ve hissettikleri farklıdır. Kaybetme korkusu ya da kendini eksik hissetmek, kıskançlığının en büyük nedenlerinden biri. Çocukluğunun derinliğinde yatan yaşanmış olaylar, travmalar, bilinçaltında kalmış olabilir. Kıskanan bir insanın, bir dakika içinde beyninden bin türlü şeyler geçer. Nefret, sevinç, aşağılanma, değersizlik ve çaresizlik gibi birçok duyguyu aynı anda yaşatır ve bundan dolayı farklı davranışlar sergileyebilir. Sürekli soru sorarak ve karşısındakinden sevgi ispatı ister. Hani kalıplaşmış bir cümle vardır ya; seven insan kıskanır. Kıskanmalı ve bunu göstermeli de. Sevgili, eğer bunu göstermiyorsa, sevgisinden şüphe duyarım fakat ölçülü bir şekilde kıskandığını hissettirmeli. Saldırgan ya da şiddet içerikli davranışlarda bulunmamalı.
Kıskançlığı nasıl dizginleyebiliriz?
Kıskançlık bir tür delilik mi? Bu duygu nerden nasıl gelir insanlara göre değişir. Bazen raydan çıkaran bir ruh hali olduğu da kesin. Bu duyguyu kontrol altına almayı öğrenirsek hem kendimiz hem de etrafımızı cennete çeviririz.
Peki nasıl?
Öncelikle kıskançlığınızın çoçukluğunuzda yaşadıklarınızdan mı kaynaklandığını bir psikologa danışın. Kıskançlığınızın gerçekçi olup olmadığını gözden geçirin. Objektif bakın olaya, üçüncü bir şahıs gibi düşünün…. Kararlar vermeden önce sabırlı olun, derin nefes alın. Değerli olduğunuzu ve ters giden bir şeyin olmadığını söyleyin kendinize. Bunu abartısız üç defa aynanın önünde tekrarlayın. Egonuzu, ruhunuzu okşayın.
Eşler arasındaki iletişimsizlik
Büyük hayallerle ve ümitlerle iki insan bir yola başvurur, yani evlilik. Bir ilişki başlar ve evliliğe gider. İlişki, zaman içerisinde hayatın telaşları yüzünden monotonlaşır. Örneğin, bir akşam, her iki taraf yorgun argın işten sonra eve gelir, akşam yemeği yedikten sonra televizyonun önünde çaylarını yudumlarken konuşmazlar. Diziler, showlar, yarışmalar derken ilgi ve alaka azalır. Eşinizi eleştirdiğinizde, ‘benimle ilgilenmiyorsun, beni sevmiyorsun’ yerine açıkça “benimle ilgilen, bana sevdiğini hissettir” demeniz çok önemli. Bazı insanlar bazı şeyleri açıkça belirtmedikten sonra tatmin olmazlar. Korkularınızı, endişelerinizi ve kafanızdaki soru işaretlerini böylelikle aşarsınız.
Kendinizi düzeltin ve ne istediğinizi bilin
Karşınızdaki insanı suçlamak ve değiştirmektense, öncelikle kendinizi düzeltin ve ne istediğinizi bilin. Eksiklerinizin farkına varın kendinizi eleştirin. İlişkiniz için hedef koyun. Bunları mantıklı, akıllı bir şekilde yaptığınızda partnerinizle paylaşın. Bakın göreceksiniz olumlu bir sonuç alacaksınız. Bu şekilde parteriniz de kendisini eleştirmeye başlayacaktır. Neyin doğru neyin yanlış olduğunun farkına varacaktır.
İleriki zamanlarda, sizden gelen sorular doğrultusunda beraber bu konun detaylarını konuşup kendinizi aydınlatabilme şansa sahip olacaksınız. Bunları uyguladığınızda, hayatınız, ilişkiniz sıfırlanacaktır. Tekrar heyecan dolu umutlarla dört elle ilişkinize veya evliliğinize sarılacaksınız.